ANA SAYFA
     ŞİİRLERİM-1-
     ŞİİRLERİM-2-
     ŞİİRLERİM-3-
     ŞİİRLERİM-4-
     ŞİİRLERİM-5-
     ŞİİRLERİM-6-
     şiirlerim-7-
     ŞİİRLERİM-8-
     ŞİİRLERİM-9-
     ŞİİRLERİM-10-
     SANATÇI RESİMLERİ
     RESİMLERİM
     dene
     SAĞLIK
     Ziyaretçi defteri
     KALPLERE DOKUNUN
     GALERİ
     BEDENİNİZE DOKUNUN
     CİLT BAKIMI
     CİNSEL YAŞAM
     PUUZLE OYUNU
     YEMEK ÖLÇÜLERİ
     KALORİ CETVELİ
     TATLI TARİFLERİ
     ASTROLOJİ
     MAKYAJ HİLELERİ
     AŞK ÖLÇER
     KADINLARA ÖZEL
     E.K. PÜF NOKTALARI
     AŞK'A DAİR SÖZLER
     AŞK
     AŞK MEKTUBU YAZDIR
     GÜZEL SÖZLER
     AŞK NEDİR
     ÇİÇEKLERİN DİLİ
     BEBEK İSTİYORUM
     MAKYAJ
     AŞK MESAJLARI
     FORUM
     SAÇ BAKIMI
     İletişim
     KLİP DÜNYASI
     v
     AŞK VE EVLİLİK
     CİNSEL SAĞLIK
     AĞIZ KOKUSU
     GÜZEL GÖĞÜSLER İÇİN
     KADIN ÇEŞİTLERİ
     ERKEK DUASI
     SEKSİ GÖRÜNÜN
     KİRPİKTE SON MODA
     CİLT BAKIMI MASKE
     SİZ HANGİ MEYVESİNİZ
     Yeni sayfanın başlığı
     SAĞLIK HABERLERİ
     ÜNLÜ RESİM
     FIKRA
     NE İÇİNCE SARHOŞ OLUYORSUN
     YUMURTALIK KİSTLERİ
     KADINLARIN YAŞ DÖNEMİ
     JİNEKOLOJİK ENFEKSİYONLAR
     KADIN HATALIKLARI
     BACAK BAKIMI AĞDA
     7
     8
     9
     10
     12
     14
     gif
     KIZ GİFLERİ
     1
     KURABİYE TARİFLRİ
     ÇORBALAR
     menü-1-
     menü-2-
     menü-3-
     ET YEMEKLERİ
     SEBZE YEMEKLERİ
     deneme
     deneme-2
     resim-upl
     denmem-4
     calısma
     şiir
     makyaj2




şiirburda - BEDENİNİZE DOKUNUN
               


Bedenimize dokunmaya devam ediyoruz

 
 
Bedenimize dokunmaya devam ediyoruz

Karnımızı iyi hissetmek için düz bir zemine sırt üstü yatalım. Dizlerimizi bükerek iki ayak üstüne basalım. Belimiz mutlaka yere değmeli. Sonra kasıklardan başlayarak aşağıdan yukarıya, soldan sağa doğru karnımıza dokunalım. Eğer çocuğumuza ya da başka birine dokunuyorsak sağ elimiz dokunduğumuz kişinin ayakları tarafında olmalı. Böylece en iyi hissedebilen ve en çok hareketli parmağımız olan işaret parmağımızı serbest bırakırız. Bizim dokunmamızla gıdıklanma ya da karın kaslarının kasılarak sertleşmesi oluşabilir. O zaman sorular sorarak ve karnına baktığımız kişinin dikkatini dağıtırız ve karın yumuşar. Normalde karnımız yumuşaktır. Dokunduğumuzda her hangi bir noktasında ağrı hissetmeyiz. Eğer göbekliysek göbek çevresinde yoğunlaşan ve cilde yapışık olan yağ kitlesini hissederiz. Bunu ayakta karnımıza baktığımızda da görebiliriz zaten. Elimizi biraz daha uzun süre karnımızda tutarsak barsak hareketlerimizi de hissedebiliriz. İshal durumlarında barsak hareketleri hızlanır. bu nedenle hem hızlanmış barsak hareketlerini hisseder hem de bu hareketin yarattığı sesi duyarız. Aç kaldığımızda da midemiz hareketlenir. Bu hareketi ve açlık gurultusunu hissederiz...

Karnımızın normal haline dokunuşu tanıdıktan sonra karın boşluğunda sıklıkla organlara bağlı olan değişiklikleri saptayabiliriz. Karaciğer sağ tarafta, karın ve göğüs boşluklarını birbirinden ayıran kas dokusu olan diyaframın altında kaburgalarımızın altında yerleşir. Hastalıklar, yağlanma, kitle nedeniyle büyüdüğünde bu sınırların dışına aşağıya doğru büyümeye başlar. Dalak da diyaframın sol alt yanında yerleşir; normalde hissedilmez. Dalağı sıklıkla aniden çok hızlı koştuğunuzda, dalağın çok çalışmasına bağlı olarak kanlanarak kitlesinin büyümesi ve kapsüllerini zorlamasının yarattığı ağrı ile hissederiz. Koştuktan sonra karnımızın sol dış yanını, böğrümüzü tutmamızın nedeni dalağın ani işlevsel büyümesidir. Bunun dışında karın boşluğunda yer alan organların urlarını belli büyüklüğe geldikten sonra hissedebiliriz.

Genital bölge yani cinsel organ bölgemize de kasıklardan başlayarak dokunabiliriz. Kasıkların bacaklarla birleştiği bölgede iki taraflı lenf dediğimiz vücut savunma bezleri vardır. Normalde 1-3 mm arasındadır çoğunlukla ele gelmezler. Ancak cinsiyet organlarının, idrar yollarının, bacaklarımızın mikroplu hastalıklarında tümörlerinde büyürler, ve ağrı olur. Dokunduğumuzda da ağrı artar. Her iki cinsin cinsiyet farkını belirleyen cinsel organlarımız da hastalanır. Hastalıklarına bağlı olarak dış görünümlerinde değişiklikler ortaya çıkar. İki bacağımızın arasına yerleşmiş olan cinsiyet organlarımızın da nasıl ele geldiğini bilelim. Cinsiyet organlarından sırta doğru makat-anüs bölgesi vardır. Sindirim sistemimizin bitiş noktasını oluşturan makada tahret sırasında dokunsak da artık daha bilinçli bir biçimde dokunalım ve değişikliklere karşı dikkatli olalım

Meme muayenesini atlamayalım

Cinsiyet organlarımızdan biri de memelerdir. Dilimize de konan yasak nedeniyle meme yerine daha çok göğüs deriz, ama tıbbi dilde meme demek tercih edilir. Göğüs, akciğer, kalp gibi organlarımızın da olduğu beden bölgesinin adıdır. Meme göğüs bölgesinde yer alan kadınların süt verme organın adıdır. Erkeklerde bu dokuya karşılık işlevsiz ve yalnızca meme ucundan ibaret güdük bir organ olarak vardır. Süt verme işlevi yoktur. Meme hastalıklarının çoğu memenin işlevine bağlı olarak ortaya çıktığı için, kadınlarda pek çok hastalığı olan memenin erkeklerde hastalığına fazla rastlanmaz. Yalnızca bazı ilaçlar, ileri yaş ve kilo alma nedeniyle meme altı yağ dokusu arttığında jinekomasti adı verilen büyüme ortaya çıkar.

Hemen her kadının meme büyüklüğü ve şekli farklıdır. Yüzümüz nasıl bize özgü ise memelerimiz de bize özgüdür. Bu nedenle bir farklılaşma olduğunda bunu önce bizim fark etmemiz doğaldır.

Meme uçlarının rengine büyüklüğüne, iki meme arasındaki büyüklük farkına dikkat etmemiz lazım. Sağ meme genellikle sol memeden daha büyüktür. Kilo alınca memeler de kilo alır. Meme derisi düzgündür. Memelere dokunduğumuzda meme dokusunu oluşturan yağ dokusunu ve meme bezlerini hissederiz. Memeler cinsel hormonlardan yani adet dönemini düzenleyen hormonlardan etkilenirler. Her adet döneminde genital organlarımız bir gebeliğe hazırlanırken memelerimiz de bir çocuğu emzirmeye hazırlanmaya başlar. Bu nedenle memelerimiz de bu adet sürecinde değişikler oluşur. Regl kanaması bittiğinde genellikle yumuşaktır daha sonraki döneme göre biraz sarkıktır. Dokunduğumuzda meme dokuları aktif olmadığı için ağrısız bir yumuşaklık olarak hissedilir. Bu nedenle meme muayenemizi bu dönemde yapmamız önemlidir. Her ay adetten sonraki ilk hafta içinde mememizi bakalım, değişiklikleri görelim, ve dokunalım. Meme dokusuna ait hastalıklı oluşumlar böylece daha belirgin olarak hissedilir.

Mememizdeki değişiklikleri hissetmek için köprücük kemiğinden, en alt kaburgaya, koltuk altından iman tahtasına kadar olan göğüs bölgesine iki taraflı olarak dokunmamız gereklidir. 2,3,4, parmaklarımızın iç yüzüyle önce hafif, sonra orta şiddette, sonra güçlü biçimde bastırarak mememize dokunalım. Yine meme dokusunu daha iyi hissetmek için hangi memeye bakıyorsak o taraftaki kolumuzu yukarıya kaldırır elimizi ensemizin altına koyarsak diğer elimizle az önce anlattığımız gibi memeye dokunduğumuzda, meme, alttaki kas dokusundan bağımsız olarak ele gelir ve memeye ait oluşumları daha iyi hissederiz. Aynı şeyi diğer memeye de yapalım.

Memeyi baş ve işaret parmağıyla sıktığımızda ele gelen meme dokusudur. Bunu Hissetmeyi öğrenelim. Çünkü hastalık olarak hissedeceğimiz bu dokulardan farklılaşan kitleler, bu dokuların arasında kalan oluşumlar olacak

Meme hastalıkları meme cilt dokusunda ve meme başında da değişikliklere yol açabilirler. Meme başında ortaya çıkan akıntı yara, kaşınma meme cildinde ortaya çıkan kapitone görünüm bizi uyaran belirtiler olmalı.

Adet döneminin ikinci döneminde döllenme olsun olmasın beden sanki gebelik varmış gibi kendisini yeni çocuğa hazırlar. Memelerde de meme süt bezleri aktifleşir. Memeler dolgunlaşır, gerginleşir. Hatta bazen, bazı kadınlarda her zaman ağrılara yol açar. Bu dönemde memelere dokunmakta ağrılıdır. Bu aktif dönemde normal meme muayenesi genellikle yanıltıcı sonuçlar verebiliyor. Normal olan büyüme hastalık sanılabilir.

Meme muayenemizin tamamlayıcı bir bölümünü lenf bezlerinin kontrolü oluşturur. Memedeki iltihaplı yada kanserli oluşumlarda özellikle koltuk altındaki lenf bezleri de şişer. Normalde lenf bezlerini hissetmeyiz ya da mercimek büyüklüğünde hissederiz. Koltuk altımızda ise normalde ele gelen bir oluşum yoktur.

Meme muayenemizi mutlaka her ay yapalım. Memeye dokunduğumuzda hissettiğimiz şeyi ki genellikle bir kitle olur, ne zaman, adetten kaç gün sonra hissettik, büyüklüğü ne, meme derisinin görünüşünde bir değişlik var mı, ağrılı mı, koltuk altında ele gelen bir kitle var mı? Hemen not edelim. Daha sonra bir doktorla bunu paylaşalım. Sağlık ocağı ya da aile hekiminden sonra başvuracağımız doktorlar genellikle genel cerrahlar. Tıptaki cinsiyetçi işbölümü nedeniyle cerrahların çoğu erkek. Doktorun cinsiyeti bizi engelleyici bir unsur olmasın. Çünkü söz konusu olan bizim sağlığımız, bizim bedenimiz. Bedenimizle ilgili şimdiye kadar yaratılan tüm önyargılardan kurtulmanın zamanı geldi artık.


Ağrıyan yere dokunalım

Bu normal bilinçli dokunmalarımızın dışında bedenimize genellikle bir ağrı, yanma bizi rahatsız eden bir şey olduğunda dokunuruz. Ellerimiz sanki gözümüz gibi hemen ağrıyan yeri algılamaya ve biraz da dokunarak, bastırarak ağrıyı, rahatsızlığı azaltmaya çalışır, çevredeki başka hareket yada eşyaların kişilerin bir terslikle zarar vermesini engellemeye çalışırız. İlk panik anını hızlıca atlatalım. Sakin olalım. Ağrıyan yere bilinçli bakalım, dokunalım. Ağrıyan yerin neresi olduğunu saptayalım. Ağrının yayıldığı bir yer, vücut bölgesi var mı buna dikkat edelim. Bir renk değişikliği, şişlik var mı? Ele gelen bir şey var mı? Varsa büyüklüğü ve kıvamı nasıl? Eğer yoksa o belgedeki dokularımız normal yumuşaklığında mı?

Karnımızda özellikle ağrının başladığı yer ve sonra belirginleştiği yer farklı olabilir. Buna da dikkat etmeliyiz. Doktorlar bizim vücudumuzda olan değişiklikleri bizim verdiğimiz bilgileri de kullanarak değerlendirecekler. Ortaya çıkan hastalıkların doğru teşhis edilmesi için vücudumuza ve ortaya çıkan değişikliklere karşı uyanık olmalıyız.

Karnımız ağrıdığında ne yapalım?

Ani ve acil hastalıklar canlılığımız sağlayan sistemlerin işlevinin bozulması ya da işlevin bozulmasına yol açan hastalık durumlarıdır. Kan dolaşımı ve solunumun durması hemen müdahaleyi gerektirir. Buna yol açabilecek durumlar hastalıklar da hemen müdahaleyi gerektirir. Dudaklarda, parmak uçlarında morarma, hırıltılı solunum, göğüs ağrısı hemen bu sistemlere dönük müdahaleyi gerektirir. Solunumun azalması, düzensizleşmesi nabızda ritmin bozulması bizim için uyarıcı olmalı. Bu durumlarda hasta kişi korku içindedir. Hareket edemez ya da hareket etmeye korkar. Bu durumlarda hızlıca sağlık kuruluşuna baş vururuz. 112 acil ulaşım hizmetlerine başvurarak hastayı nakletmek en iyi yoldur.

Sindirim, boşaltım, üreme, sinir ve hareket sistemi içerisinde ortaya çıkan ani işlev bozulmaları ise bize biraz zaman bırakır. Aciliyet gerektiren sorunlar genellikle organların işini yapamaması şeklindedir, boşaltım sisteminde süzme ve sıvı boşaltımının durması, sindirim sisteminde gaz ve gaita-dışkı çıkışının durması, hareket sisteminde hareketin bozulması, sinir sisteminde istemli hareketlerin bozulması, engellenmesi biçiminde ortaya çıkan işlev bozuklukları sorunun oluşmasından bir süre sonra ortaya çıkarak herkese zaman yaratır.

İşlev bozukluğunun en önemli göstergelerinden biri ağrıdır. Genellikle ilgili organın vücutta yer aldığı bölgede ortaya çıkar. Mide ağrıları iman tahtasının altı ile göbek üstünde- epigastriumda, safra kesesi ağrıları sağda kaburgalarımızın hemen altında, karaciğer büyümüşse, karaciğerin alt hizasında ortaya çıkar. Böbrek ağrıları belimizin her iki yanında omurgaya doğru, idrar kanalları- üreterlerin ağrısı ise karın bölgesinin dışından kasıklarımıza doğru olur. İnce ve kalın barsaklarımız ise karın boşluğunun her yerinde olduğu için ağrıları tüm karna yayılır.

Sindirim sistemi organlarımızın işlevinin bozulduğunu gaz ve dışkı-gaita çıkışının olmaması gösterir. Dışkılama alışkanlığı kişiden kişiye değişir. Kabızlık dediğimiz barsakların dışkılama işlevinin yavaşlaması nedeniyle kişiler her gün dışkı çıkarmayabilirler. Bu nedenle dışkı-gaita çıkışı dışkılama alışkanlığı ile beraber sorulmalıdır. Ama gaz çıkışı sürekli olur. Ancak dışkılamadan sonra birkaç saat gerçekleşmez. En son ne zaman gaz ve gaita çıkardığımızı hatırlamaya çalışalım. Gaz çıkışımız varsa rahat olabiliriz. Yine işlev bozulmasına bağlı olarak sindirim sisteminin tersine hareketi bulantı kusma ortaya çıkar. Barsak çalışması durduğunda insan önce mide içeriği sonra dışkı kusmaya başlar.

Bu kuralı bozan sindirim sistemi kanamalarıdır. Genellikle daha önceden ülseri olan kişiler de sıklıkla ağrı kesici kullanımından sonra ya da stres nedeniyle mide duvarında ki yara derinleşir ve bir damara rastladığında da yoğun bir kanama olur. Bu kanama ağızdan taze kan ya da vişne çürüğü ya da kahve telvesi gibi bir kusmaya yol açar. Dışkılama ise cıvık katran renkli ve çok kötü kokulu olur. Kokusundan tanınabilir. Bu belirtiler ortaya çıkmadan kişi göbek üstü ya da çevresinde ağrı ve tüm kanamalarda olduğu gibi halsizlik, soğuk terleme üşüme hisseder. Bu durumlarda eğer kustu dışkıladı isek, dışkı ya da kusmuk örneğini yanımıza almamız teşhis koymayı kolaylaştırarak tedaviyi hızlandırır.

Genel olarak ishal, gaz ya da regl döneminde ortaya çıkan karın ağrılarında karın yumuşak olur. Yürüdükçe insan rahatlar. Özellikle gaz sancılarında yürümek barsak hareketlerimizi arttırarak gaz çıkartmamızı kolaylaştırır ve yürüdükçe ağrımız azalır. Öyle ki sağlık kuruluşuna başvurmak için yürüdüğümüzde muayene olurken ağrının hafiflediğini, katta bazen ortadan kalktığını fark ederiz. Organların işlevi bozulduğunda yatarak karnımıza dokunduğumuzda, ya da bir başkası dokunduğunda, karın duvarı sert olur. Dokunmamız karın içindeki ağrıyı arttırır. Basmamızla ağrı artar; elimizi hızla çektiğimizde de ağrı artar. Eğer elimizi çektiğimizde de ağrı oluyorsa bu sindirim siteminde bir yerde işlevi bozan bir hastalık olduğunu düşündürmeli.

İşlev bozulması daha geç olduğu için, karın organlarının acil girişim gerektiren durumlarında genellikle zamanımız olur. Hastalar ameliyat sonrasında sağlıklarına kavuşarak yaşamlarına devam ederler. Ani başlayan ya da şiddeti artan karın ağrılarında doktora başvuralım. Ama kanama açısından büyük abdestimizi ve kusmuğumuza bakalım. Gaz ve dışkı çıkışımıza dikkat edelim.

Artemio Cruz'un Ölümü

Karın hastalıklarından biri, hemen hemen tümüyle ölümle sonuçlanır. Bağırsakları besleyen atardamarların genellikle pıhtıyla tıkanarak bağırsak dokusunun beslenememesi ve bağırsak dokusunun ölümü ile sonuçlanan mezenter arter trombozu sıklıkla ölümle sonuçlanır. Çok şiddetli bir karın ağrısı vardır. Tıpkı kalp damarlarının tıkanıklığı olan kalp enfarktüsü gibi, bağırsak damarları da tıkanır ve bağırsak enfarktüsü gelişir. Bağırsağın hareketleri azalır ve bağırsağın içinde doğal olarak bulunan mikropların çoğalmasına yol açar Enfarktüsle ölen bağırsak dokusu bakterilerin çoğalmasıyla ve bir dizi başka nedenle barsağın karın içinde patlamasına yol açar ve karın organları kendi sindirim molekülleriyle sindirilmeye başlar. Ve ölüm gerçekleşir. Tüm bu süreçler çok ağrılıdır. Edebiyat hastalıklardan temayı daha iyi anlatmak için yararlanır. Bir gerekçe, sıklıkla yaşananların bir bedeli olarak işlenir. Meksikalı yazar Carlos Fuentes Artemio Cruz'un Ölümü adli kitabında , Meksika'daki halk ayaklanmalarını ve insanları kendi toprak, servet ve nüfuzunu arttırmak için kullanan Artemio Cruz'un hayatını anlatır. Öleceğini hisseden Cruz'a ağrılar geçmişini ve ihanetlerini hatırlatır ve ölüme gidiş erken yaşanan bir cehenneme dönüşür.

Dr.Selma Güngör

 

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol